10 Ağustos 2015 Pazartesi

Billy Elliot

Film: Billy Elliot
Yönetmen: Stephen Daldry
Yıl: 2000 - İngiltere

Billy, dans ederken neler hissediyorsun sorusuna; 'Sadece iyi hissediyorum işte. Başlangıç zor oluyor. Bir kere başlayınca, sanki her şeyi unutuyorum. Bu sanki bir tür yok oluş. Bir tür kayboluş. Sanki içimdeki her şey değişiyor. İçimde bir ateş varmış gibi... Bir kuş gibi uçtuğumu hissediyorum. Elektrik gibi... Evet, tıpkı elektrik gibi.' içini dökerek cevap veriyor.

Tüm zor şartları ve katılaşmış ilişkileri dans ederek yumuşatan çocuğun hikayesi. Pes etmeyen ve pes etmeyi tercihleri arasına bile koymayan bir çocuğun... Annesini kaybetmesine, babasının ve abisinin muhafazakar düşünce yapılarına ve bakmakta olduğu yaşlı bir babannesi olmasına rağmen huzurun peşinden koşan bir çocuğun...

Film o kadar sıcak, o kadar içten ki klasik İngiliz ailesinin o meşhur soğukluğunu bile sonuna kadar kaynatarak içimizi ısıtmayı başarabiliyor. Kalbimize nakış nakış sevgi işliyor. Bunu yaparken koca bir ülkenin sınıfsal çatışmasının içerisinde kalmış küçük bir ailenin, kendi içindeki çatışmalarını ve bu çatışmaların Billy nin iç dünyasında biriken öfke fosilleşmelerini gösteriyor. Böylece bu fosilleşmeye karşı mücadele eden Billy nin hikayesine şahit ediyor.

Bazı insanların ulaştıkları başarılar karşısında içimizden ne şanslı insanlar diye geçiririp dururuz. Oysa o başardıkları yeri, hangi acılarla beraber ulaştığını göremeyiz. İşte bize punk müzik eşliğinde çok şey hissettirecek hatta boğazımızı düğümleyip ağlatacak güzel bir film.

Bu akşam lambalarınızı kapatın ve Stephen Daldry nin bu ilk filminin verdiği eşsiz duygularının karşısına geçip keyfini çıkarın.

Sinema Seyircisi iyi seyirler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder