23 Aralık 2015 Çarşamba

Kirazın Tadı

Film: Taste of Cherry (Farsça: Ta'm-e gīlās)
Yönetmen: Abbas Kiyarüstemi
Yıl: 1997 - İran

         Usta yönetmen Abbas Kiyarüstemi'nin ödüllerle dolu unutulmaz filmi. Bu filmi izledikten sonra filmin derinlemesine çözümlemesi için; http://filmanalizcileri.blogspot.com.tr/2013/05/kirazn-tad-filmi-cozumlemesi.html sayfasından faydalanabilirsiniz. Yazı o kadar harika bir şekilde kaleme alınmışki ben ekstra bir şey ekleyemedim. Bize de filmde geçen bir hikayeyi paylaşmak düştü.

     ''''
         Size başımdan geçen bir olay anlatacağım. Henüz yeni evlenmiştim.Belaların her türlüsü bizi buldu.Öylesine bıkkındım ki her şeye son vermeye karar verdim. Bir sabah şafak sökmeden önce, arabama bir ip koydum. Kendimi öldürmeyi kafama koydum. Mianeh’e gitmek için yola koyuldum. Bu 196o’daydı. Dut ağaçlarıyla dolu bir bahçeye vardım. Orada durdum. Hava hâlâ karanlıktı. İpi bir ağacın dalı üzerine attım, ama tutturamadım.Bir kere iki kere denedim ama kâr etmedi.Ardından ağaca tırmandımve ipi sımsıkı düğümledim.Sonra elimin altında yumuşak bir şey hissettim. Dutlar. Lezzetli tatlı dutlar. Birini yedim. Taze ve suluydu. Ardından bir ikincisini ve üçüncüsünü. Birdenbire güneşin dağların zirvesinden doğduğunun farkına vardım. O ne güneşti, ne manzaraydı, Ne yeşillikti ama! Birdenbire okula giden çocukları seslerini duydum. Bana bakmak için durdular. “Ağacı sallar mısın?” diye bana sordular. Dutlar düştü ve yediler. Kendimi mutlu hissettim. Ardından alıp eve götürmek için biraz dut topladım. Bizim hanım hâlâ uyuyordu. Uyandığı zaman, dutları güzelce yedi. Ve hoşuna gitti. Kendimi öldürmek için ayrılmıştım ve dutlarla geri geldim. Beyim, bir dut hayatımı kurtardı. Bir dut hayatımı kurtardı. Dutları yediniz, sonra eşin de yedi ve her şey düzeldi, öyle mi? Hayır, öyle olmadı, ama ben değiştim. Ardından, durumum daha iyiydi ama aslında düşüncemi değiştirmiştim. Kendimi daha iyi hissettim. Yeryüzündeki her insanın hayatında sorunları vardır.Bu böyledir. Yeryüzünde böyle bir sürü insan var.Sorunsuz bir aile yoktur. Sorununu bilmiyorum.Aksi halde daha iyi açıklayabilirdim.

              Bir Türk doktoru görmeye gider. Ve ona der ki: “Doktor Bey, vücuduma parmağımla dokunduğumda acıyor, “Başıma dokunsam acıyor, bacaklarıma dokunsam acıyor, "karnıma, elime, dokunsam acıyor" Doktor onu muayene eder ve sonra ona der ki: “Vücudun sağlam, ama parmağın kırık!” Muhterem beyim, hasta olan sizin düşünceleriniz. Fakat sizle ilgili bir sorun yok. Bakış açınızı değiştirin. Bir gün kendimi öldürmek için evden çıkmıştım. Ama bir dut beni değiştirdi. Sıradan önemsiz bir dut. Dünya göründüğü gibi değildir. Bakış açınızı değiştirmelisiniz ki dünya değişsin. İyimser olun. Her şeye olumlu tarafından bakın. Hayatın en güzel dönemindesiniz! Küçük, önemsiz bir sorundan dolayı intihar etmeyi istiyorsunuz. Tek bir sorundan dolayı. Hayat dümdüz ilerleyen bir tren gibidir, rayların sonuna geldiğinde son durağa ulaşır  Ve ölüm son durakta bekler. Elbette, Ölüm bir çözümdür, Fakat ilk olarak değil. Bu genç yaşında değil.'
                                                                                                  '''''''''



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder