14 Temmuz 2016 Perşembe

BEN X

Film: Ben X
Yönetmen: Nic Balthazar
Ülke - Yıl: Belçika - 2007

'Ölmeden intihar etmeyi,
Yok olmadan ölmeyi ya da ölmeden yok olmayı öğrendim...'

Oyun bağımlısı otistik bir çocuğun yaşadıklarını ve o yaşadığı acıya karşı sanal hayatı gerçek hayata tercih etmesini konu edinmiş harika bir film.

Özellikle oyun bağımlılığın giderek gün yüzüne çıktığı şu dönemde izleyebileceğiniz ender filmlerden biri.

Sinema Seyircisi iyi seyirler diler.
 
 
 

Johnny Mad Dog (Kuduz Köpek Johnny)

Film: Johnny Mad Dog (Kuduz Köpek Johnny)
Yönetmen: Jean Stephane Sauvaire
Ülke- Yıl:Fransa - 2008

Dehşetin içinden uyandığınızda sadece bir kabus gördüğümüze şükrederiz.
Kabus gibi bir film ile tanışın.
Ancak bunun sadece bir film olduğuna malesef sevinemiyoruz.
Dünyanın halen bir çok yerinde savaş, ölüm, ceset, kan, çocuk savaşçıları, iç isyanlar, patlayan araçlar, barut kokusu var.
Ve bu kabus dünya var olduğundan beri devam ediyor.
Filmler ise bize bu yaşanan olayların küçük bir kısmına ayna oluyor.
Onu yansıtabiliyor.
Güzelliğini de çirkinliğinide olduğu gibi vermeye çalışıyor.
Gülü gül gibi, kanı kan gibi göstermeye çalışmak.
Nitekim vereceği tek şey görsellik ses ve geçici bir duygu.
O yaşananlara dokunamaz, tadamaz, koklayamaz ve kalıcı bir iz bırakamaz.
Birinin öldüğünü izlediğinde ölmemiş olursun, tecavüze uğradığında sen güvendesindir, işkence edildiğinde halen vücut bütünlüğünü korumuş olursun.
Çünkü bu sadece bir filmdir.
Kara kıtanın, karanlık çocukları ve onların karanlık dünyaları.
İçerisinde isyan, iç savaş, yıkanmış beyinler, ölüm, tecavüz, uyuşturucu ve nice acı geçen bir film.
Sinema Seyircisi iyi seyirler diler.




The Soloist (Virtüoz)

Film: The Soloist (Virtüoz)
Yönetmen: Joe Wright
Ülke- Yıl: ABD - 2008

Bir dehasın.
Yeniden doğan bir Beethoven gibisin.
Müziğe olan yakınlığın seni dinleyenleri ilahi bir yolculuğa çıkarıyor.
Müziğe olan aşkın onların içini ürpertiyor.
Notalara verdiğin tepkiler tenlere bir serinlik yalatıyor.
Müziğin sesini duyduğunda cennette yürüyüşe çıkıyorsun, akan suyun sesine karışıyorsun, hoş bir meltem, ışıkların dansı, kuşların cıvıltısı, ipek kumaşlar içerisinde güzel kadınlar, bebek kokusu, pamuksu dokunuşlar, yarı kapanan gözler, hoş bir tını, huzura atan kalp...
Ancak bu güzelliği daha fazla kişi görmeli, tatmalı, dokunmalı.
Bu yüzden dünya seni tanımalı.
Nitekim planların üstünde planlar yapan Allah sana verdiği özel gücün bedelini alacaktır. Şizofreni hastalığına yakalanıyorsun. O kibar, narin ruhun hastalığının verdiği kaba davranışlarla irkiliyor. Korkuyor ve yalnızlık girdabına kapılıyorsun. Tükenmiş sokakların, tükenmiş insanları ve onların tükenmiş hayallerine karışıyorsun.
Tükeniyorsun...

Bana göre verilen imbd puanından daha fazlasını hak eden güzel bir film. Merakla izleyeceğiniz gerçek bir yaşam öyküsü. Robert Downey, Jamie Foxx ve Catherine Keener ın kaliteli oyunculuklarıyla gerçeklik kazanmış bir film.

Sinema Seyircisi iyi seyirler diler.